Son zamanlarda Tahran’dan yükselen sesler, dünya genelinde dikkatle izlenmeye başlandı. ABD ile yaşanan gerginliklerin artması, İran’ın savunma stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. İran, olası bir askeri çatışmada kullanabileceği çeşitli senaryolar geliştiriyor. Bu senaryoların başında ise İran’ın füze kabiliyetlerinin artırılması ve bunların potansiyel hedeflere yönlendirilmesi geliyor. Peki, İran’ın ABD’ye yönelik bu misilleme planları neler? Bu yazıda İran'ın karşı hamle senaryolarına derinlemesine bir bakış sunacağız.
Iran, güçlü bir füze programına sahip olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Özellikle balistik füzeler konusunda kaydettiği gelişmeler, Tahran’ın uluslararası arenada kendine güvenini artırmıştır. Eğer ABD’den gelen tehditler devam ederse, İran'ın ilk senaryosu, füzelerin stratejik hedeflere yönlendirilmesi olacaktır. Bu hedefler arasında, ABD’nin Ortadoğu’daki askeri üsleri, müttefikleri ve enerji altyapıları bulunmaktadır. İran, bu tür bir saldırının yalnızca askeri bir misilleme değil, aynı zamanda psikolojik bir savaş aracı olacağını düşünüyor. Füzelerin kullanımı, İran’ın düşmanlarına karşı bir caydırıcılık unsuru olarak da değerlendiriliyor. Askeri saldırıların yanı sıra, bu tür saldırılar İran halkının ulusal birliğini pekiştirebilir.
Iran, doğrudan askeri saldırılar yerine dolaylı yoldan misilleme yapma stratejisini de göz önünde bulunduruyor. Bu bağlamda, Tahran’ın desteklediği milis gruplar devreye girebilir. Lübnan merkezli Hezbollah, Irak’ta faaliyet gösteren Şii milisler ve Yemen’deki Husiler, İran’ın stratejik hedeflerine ulaşmasında önemli birer aktör olarak öne çıkıyor. Bu gruplar, ABD’nin desteklediği yerel güçler veya müttefiklerine karşı saldırılarda bulunarak, İran’ın ABD’ye karşı olan misilleme hamlesini dolaylı yöntemlerle gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Böyle bir senaryo, ABD’ye karşı bir karmaşa yaratabilir ve uluslararası toplumda İran’ın desteğiyle oluşan gerilimleri artırabilir. Üstelik, bu tür dolaylı hamleler, İran’ın uluslararası imajını zedelemeden düşmanlarına zarar verme fırsatı sunuyor.
Askeri eylemler dışında, İran'ın elinde diplomatik araçlar da bulunmaktadır. İran, Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı misilleme olarak diplomatik ilişkilerini gözden geçirebilir. Uluslararası platformlarda lobicilik yaparak ABD’nin politikalarını zayıflatmayı hedefleyebilir. Bunun yanı sıra, İran’ın ekonomik yaptırımlar karşısında alacağı pozisyon da oldukça önemlidir. İran, petrol ihracatını artırarak, enerji pazarında elini güçlendirebilir. Ayrıca, İran, uluslararası ticaret ilişkilerini güçlendirerek, ABD’nin yaptırımlarına karşı durabilir. Bu strateji, İran’ın kendisini uluslararası alanda daha görünür kılacak ve diğer ülkelerin desteğini alma yolunda atılacak önemli bir adım olacaktır.
İran’ın, ABD’ye karşı bu üç senaryoyu değerlendirmesi, uluslararası ilişkilerde büyük etkiler yaratabilir. Askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda düşmanlığı artırmanın yanı sıra, bölgedeki güç dengelerini de sarsabilecek unsurlar barındırıyor. Bu nedenle, dünya genelindeki aktörlerin İran'ın bu potansiyel hamlelerine karşı attığı adımlar dikkatle izlenmelidir. Önümüzdeki dönem, İran ile ABD arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceği ve hangi yönde ilerleyeceği açısından kritik bir dönem olacaktır. Tahran’ın füzeleri ve stratejik planları, bu acımasız uluslararası arenada birer oyun değiştirici unsur olmayı sürdürecek gibi görünüyor.