Otizm spektrum bozukluğu (OSB), son yıllarda toplumda daha fazla tanınan ve araştırılan bir durum haline geldi. Ancak, bu durumun cinsiyetler arasındaki dağılımı dikkat çekici bir farklılık sergiliyor. Yapılan araştırmalar, otizm bozukluğu olan bireylerin yaklaşık %80'inin erkek olduğunu gösteriyor. Peki, bu durumun arkasında yatan sebepler neler? Erkek çocukları neden daha fazla etkileniyor? Bu yazıda, otizmin erkek çocuklarındaki yaygınlığını ele alacak, farklı teorileri ve araştırmaları inceleyeceğiz.
Otizmin cinsiyetler arasında bu denli farklılık göstermesi, uzmanlar arasında merak konusu olmuştur. Bazı araştırmalar, erkeklerin biyolojik yapılarındaki farklılıkların, neurodevelopmental (nörogelişimsel) bozukluklara karşı duyarlılıklarını artırabileceğini öne sürmektedir. Örneğin, erkeklerde bulunan bazı genetik faktörlerin, beyin gelişimini etkileyen hormonal değişiklikler ile etkileşim içinde olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, erkeklerin beyin yapısının kadınlarınkine göre farklılıklar gösterdiği de bilinmektedir. Bu durum, erkek bireylerin duygusal ve sosyal durumlara yanıtlarını etkileyebilir ve dolayısıyla otizme daha yatkın hale getirebilir.
Otizmin erkek çocuklarında daha yaygın olmasının bir başka sebebi de çevresel faktörlerdir. Gebelik dönemi ve doğum sonrası dönemler, otizmin gelişiminde önemli rol oynar. Örneğin, hamilelik süresince anne adayının maruz kaldığı stres, beslenme alışkanlıkları ve çevresel toksinler, çocuğun beyin gelişimini etkileyebilir. Bazı araştırmalar, erkek fetüslerinin bu tür stres ve toksinlere karşı daha hassas olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, gebelik döneminde bu faktörlerle karşılaşan erkek çocukları, otizmin gelişimi açısından daha yüksek bir risk grubuna girebilir. Bu noktada ailelerin bilinçlenmesinin önemi büyüktür. Gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde büyümesi için anne adaylarının sağlıklı bir gebelik süreci geçirmeleri teşvik edilmelidir.
Amerikan Pediatri Derneği, hamilelik dönemindeki bazı durumların (örneğin, gebelik sırasında enfeksiyonlar veya ilaç kullanımı gibi) otizm riskiyle bağlantılı olabileceğini belirtmektedir. Kısacası, erkek çocuklarında otizm görülme oranını etkileyen çok sayıda biyolojik ve çevresel faktör bulunmaktadır ve bu faktörlerin etkileşimi üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, otizm erkek çocuklarında neden daha yaygın sorusu, sadece tek bir nedene dayanmaz. Genetik ve çevresel etmenlerin karmaşık etkileşimleri, bu durumu ortaya çıkaran temel faktörlerdir. Toplum olarak otizm hakkında farkındalık yaratmak, erken teşhis ve müdahaleler için hayati öneme sahiptir. Bireylerin bu konuda bilgi sahibi olmaları, hem aileler hem de toplum için büyük bir fayda sağlayacaktır. Gelecekte otizm alanında daha fazla bilgi ve anlayışa ulaşmak için, bu konuda yapılacak olan araştırmalar ve çalışmalar devam etmelidir.