Hayat bazen beklenmedik sürprizlerle doludur. Özellikle de sağlık gibi kritik bir konuda, her şey yolunda giderken karşılaşabileceğimiz durumlar oldukça sarsıcı olabilir. İşte tam da böyle bir olay, bir adamın hayatını altüst etti. Sağlık raporu almak için gittiği hastanede, yalnızca sağlık durumu hakkında bilgi almak için bekleyen bir kişi, 7 yıldır "ölü" olarak kayıtlarda gözüktüğünü öğrendi. Bu durum, hem onun hem de ailesinin hayatında derin izler bıraktı. Gelin, bu ilginç ve bir o kadar da trajik hikayenin detaylarına birlikte bakalım.
İstanbul’da yaşayan 35 yaşındaki Rıza, doktor kontrolü için gittiği hastanede büyük bir şok yaşadı. Sağlık raporu almak üzere başvurduktan sonra, hastane çalışanları kendisinin 7 yıl önce vefat etmiş biri olarak kayıtlı olduğunu söylediler. Rıza, durumu fark edince adeta yıkıldı. Daha önce herhangi bir resmi işlemde karşılaşmadığı bu durum, onun için bir kabusa dönüştü. Rıza, hastane ile iletişime geçerek bu durumun düzeltilmesini talep etti, fakat süreç beklediğinden daha karmaşık hale geldi.
“Bütün hayatım boyunca çalıştım, didindim. Her şeyim yolundaydı, bir sağlık raporu almak için gittiğim hastanede böyle bir durumla karşılaşmak beni çok sarstı. Kayıtlarda neden böyle bir bilgi olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu,” diye belirtti. Rıza'nın ailesi de duruma şaşırdı; zira ailesinin onu kaybettiğine dair bir kayıt yoktu. Bu durum, hem psikolojik hem de sosyal açıdan bir dizi sorunu beraberinde getirdi.
Rıza'nın yaşadığı bu durum, yalnızca kişisel hayatını değil, aynı zamanda resmi işlemlerini de derinden etkiledi. Birinin “ölü” olarak kaydedilmesi, devletten alacağı sosyal hakların yanı sıra, bankacılık işlemleri gibi pek çok alanda sorunlar yaratıyordu. Rıza, kimlik belgelerini güncelleyememesi nedeniyle bankadan kredi alamadı, sağlık hizmetlerinden yararlanması engellendi ve hayalini kurduğu iş fırsatlarını değerlendiremedi.
Bu süreç boyunca, Rıza'nın avukatıyla yaptığı görüşmeler de pek iç açıcı değildi. Resmi kurumlarla iletişim kurmanın ne denli zor olduğunu dile getiren avukat, “Bazen bir hata, hayatın tümünü etkileyebiliyor. Rıza'nın durumu, bürokrasinin capcanlı bir örneği” dedi. Hayatında gerçek anlamda zorluklar bulan Rıza, birçok kere resmi kurumlara gidip gelmek zorunda kaldı. Her seferinde tekrar tekrar belgelerini ibraz etmesi gerekmesi ve neden böyle bir durumla karşılaştığı konusunda yetkililerden net bir yanıt alamaması, onu daha da çaresiz hissettirdi.
Günler geçtikçe Rıza'nın yaşadığı stres ve kaygı artmaya devam etti. Yakın arkadaşları ona destek olmaya çalıştılar ancak bu durum, sosyal çevresinde de bir baskı oluşturdu. Rıza, kendini izole etmeye başladı. Aile ve arkadaşlarla olan iletişiminden uzaklaşan Rıza, adeta bir kabusun ortasında kendini kaybetti. Sorunun ne kadar karmaşık olduğu ve çözüm sürecinin uzaması, onun ruh sağlığı üzerinde de ciddi etkiler bıraktı.
Yaşadığı bu zor süreçte Rıza, sadece adalet arayışında değil, aynı zamanda bir psikolojik destek de arayışındaydı. Bu durum, sadece bir sağlık raporu için yapılan bir başvuru sonucunda yaşanan travmatik bir deneyim olarak kalmadı, aynı zamanda Rıza'nın yaşamına dair birçok şeyi sorgulamasına neden oldu. “Hayatım zaten yeterince zor. Bir de bu belirsizlikle başa çıkmak durumunda kalmak beni bunalttı,” diye belirtti yaşadığı duygusal çalkantıları aktaran Rıza. Destek alarak bu süreci nasıl aşabileceğine dair karar vermeye çalıştı.
Sonunda, Rıza'nın yaşadığı bu sorun, yasal süreçlerin devreye girmesi sonucunda çözüldü. Yetkililer, yapılan incelemeler neticesinde hatayı tespit etti ve kayıtlarda düzeltme yapıldı. Ancak, bu süreç Rıza için çok uzun ve yıpratıcı oldu. Artık sağlık raporunu alabilmiş olsa da, geride bıraktığı travmalar ve yaşadığı zorluklar onu derinden etkilemeye devam ediyor. Şimdi, Rıza'nın tek isteği, normal bir hayata dönebilmek ve yaşadığı bu kabusun etkilerinden kurtulabilmek.
Rıza'nın hikayesi, aslında dikkate alınması gereken birçok içsel ve dışsal unsuru barındırıyor. İnsanoğlunun sıradan görünümde olan bir süreçte yaşamış olduğu hayal kırıklıklarını ve belirsizlikleri açıklayarak, sağlık sisteminin ve bürokrasinin bazen nasıl bir canavara dönüşebileceğini örnekliyor. Rıza'nın yaşadığı bu durum, sağlık sistemlerinde ve resmi işlemlerde daha dikkatli olunması, vatandaşların haklarının korunması adına önemli bir ders niteliği taşıyor.
Son olarak, sağlık raporu gibi basit görünen bir işlemin, hayatta ne denli büyük değişiklikler yaratabileceğini unutmamak ve yaşananların sosyal ve psikolojik etkilerine dikkat etmek gerekiyor. Rıza'nın davası, sadece kendisinin değil, aynı zamanda benzer durumda olan birçok bireyin de yaşadığı sorunlarla mücadele etme çabasını simgeliyor. Gelecekte benzer durumların yaşanmaması dileğiyle, bu olaydan alınacak dersler herkes için faydalı olacaktır.